Türkiye'nin İlk Hidrojen Vadisi, Enerjisa Üretim Bünyesinde Kuruluyor!
Enerjisa Üretim olarak üzerinde çalıştığımız yerli ve yüksek katma değerli enerji kaynakları çeşitlerine 2022 yılı itibarıyla yeşil hidrojen enerjisini de dahil ettik. Bugün ise ana paydaşları arasında yer aldığımız Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Platformu Güdümlü Projesi’yle hem Türkiye’deki ilk hidrojen vadisinin paydaşı olmanın hem de ülkemizin ticari kullanım amaçlı ilk yeşil hidrojenini üretmenin haklı gururunu yaşıyoruz!
Gelecek nesillere yaşanabilir bir yerküre bırakmak ve onlara temiz bir atmosferde nefes almasını sağlamak artık hepimizin temel sorumluluğu. Kurum ve ülke bazında karbon ayak izimizi azaltmak ve küresel iklim krizinin etkileriyle mücadele etmek adına Enerjisa Üretim olarak sıfır karbon ekonomi modelinin ülkemizdeki en büyük destekçilerinden biriyiz.
Balıkesir'in Bandırma ilçesinde bulunan Bandırma Enerji Üssümüzde, Temmuz 2022’den bu yana işleyen bir pilot yeşil hidrojen tesisimiz bulunuyor. Pilot proje kapsamında Türkiye’nin ilk yeşil hidrojen tesisini kurarak elde ettiğimiz bu başarıyla, 2023 Ocak ayında önemli bir adım daha atarak Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Platformu Güdümlü Projesi’ne start verdik. Uluslararası kuruluşlar ve ülkemizdeki ilgili devlet kurumlarının iştirakiyle yürütülen bu Avrupa Birliği (AB) projesinin, ülkemizi yarınlara daha güçlü bir şekilde taşıyacağına inancımız tam!
Proje ile; Enerjisa Üretim, Eti Maden İşletmeleri ve T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı eş finansmanı ile PEM tipi ilk yerli elektrolizör geliştirilmesi ve Enerjisa Üretim Bandırma Enerji Üssü’ne kurulumu sağlanacak.
1. Hidrojen Enerjisi Neden Önemlidir?
Hidrojen doğada en çok bulunan elementlerin başında geliyor. Çeşitli işlemlerden sonra elektrik ve ısıya dönüştürülebilen bu element, ayrıca diğer kaynaklardan üretilen enerjiyi depolama ve taşıma görevlerini de üstleniyor. Bilinen tüm yakıtlar arasında en yüksek enerji içeriğine sahip olan hidrojen enerjisi, en çok da petrol türevi yakıtlara oranla daha verimli olmasıyla öne çıkıyor.
2. Hidrojen Enerjisi Hangi Alanlarda Kullanılır?
- Elektrik üretimi
- Kömürden benzin üretimi
- Gübre yapımı için amonyak gazı üretimi
- Petrolün doygunluk oranını artırma
- Paslanmaz çelik ve diğer birçok metal çeşidinin üretimi
- Metanol sentezi yoluyla ilaç yapımı
- Sıvı ve katı yağ üretimi
- Uzay araçlarında yakıt olarak kullanım
- Elektrikli ve hibrit araçlarda güç kaynağı olarak kullanım
- Tekstil sektöründe plastik ve sentetik ipliklerin yapımı
- Kuvars ve cam üretiminde koruyucu yüzey elde etme
- Elektronik alet üretimi
- Laboratuvarlarda deney malzemesi üretimi
- Isıtma ve soğutma sistemleri
3. Türkiye’nin Hidrojen Enerjisine Yönelik Hedefleri Nelerdir?
T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2023 Ocak ayında yayınladığı Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası’nda, Türkiye’nin hidrojen enerjisi kullanımına yönelik güncel hedefleri aşağıdaki gibi sıralanıyor:
- Hidrojen üretimi, taşıma, depolama ve kullanımını mevzuata uygun hâle getirmek,
- Yeşil hidrojenin izlenebilirliğini sağlamak için sertifika programları oluşturmak,
- Elektrolizör ve yakıt hücresi gibi teknolojileri yerli ve millî içeriklerle geliştirmek ve Ar-Ge’yi teşvik etmek,
- Kamu ve özel sektör iş birlikleri oluşturarak ticari yatırımları teşvik etmek,
- Uluslarararı arenada sürdürülebilir bir tedarik zinciri oluşturmak; sanayi, teknoloji, standartlar ve sertifikasyon geliştirme noktalarında iş birlikleri yapmak,
- Karbon salınımının fazla olduğu kimya, demir-çelik, ulaşım ve cam gibi alanlarda iyileştirme yapmak ve yeşil hidrojen kullanımını yaygınlaştırmak,
- Hidrojen üretimi konusunda istihdamda süreklilik oluşturmak ve bu alanda nitelikli insan kaynağı yetiştirmek,
- Yeşil hidrojen üretimini artırmak için yenilenebilir enerjinin üretim ve kullanım payını yükseltmek,
- Türkiye’de ısınma amaçlı enerji arzını karbonsuzlaştırmak için mevcut doğal gaz hatlarına hidrojen karıştırmak,
- Hidrojen depolamada başta bor madeni olmak üzere yerli ve doğal kaynakları kullanmak,
- Elde edilen yeşil hidrojen enerjisi ve amonyak fazlasını dünya ve özellikle de Avrupa pazarına ihraç ederek ekonomiye destek olmak.
Hidrojenin küresel çaptaki kritik rolünün farkında olan Türkiye, hidrojen enerjisi üretimi çalışmalarına günden güne hız kazandırıyor. Yeşil dönüşüm altyapısının oluşturulması için teknolojik gelişmeleri ve Ar-Ge projelerini destekleyen ülkemiz, yeşil hidrojen ile karbon emisyonunun azaltılmasına katkı sağlayan teknolojilerin yatırım ekosistemini geliştirmek adına kayda değer adımlar atıyor.
“Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası”ndaki hedeflere ulaşıldığı takdirde, ülkemizde yeşil hidrojen üretim maliyetinin 2035 yılında 2,4 ABD doları/kgH2’nın, 2053'e kadar ise 1,2 ABD doları/kgH2’nın altına düşmesi hedefleniyor. Bu doğrultuda elektrolizör kurulu güç kapasitesini 2030 yılında 2 gigavata (GW), 2035 yılında 5 GW’a, 2053 yılında ise 70 GW'a ulaştırmak, Türkiye’nin hidrojen enerjisine yönelik yakın gelecek için planladığı faaliyetler arasında."
4. Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Platformu Güdümlü Projesi Nedir? Hedefleri Nelerdir?
Enerjisa Üretim Bandırma Enerji Üssü'müzde çeşitli paydaşlarla ortaklaşa yürüttüğümüz, Türkiye’de hidrojen üretimi için atılan en somut adımlardan biri olan Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Platformu Güdümlü Projesi, yalnızca ülkemizin hidrojen enerjisi ekonomisini değil, yeşil hidrojen üretimine odaklanması bakımından dünyanın geleceğini de düşünüyor.
24 ay sürecek proje kapsamında 2 önemli fizibilite çalışması da ortaya çıkmış olacaktır. Bandırma-Biga hattına kazandırılması düşünülen “Güney Marmara Yeşil Endüstri Bölgesi”nin fizibilite çalışması ile sanayinin planlı ve temiz üretim odaklı gelişmesi için önemli bir adım atılmış olacaktır. Yeşil dönüşüm sürecinde Türkiye’nin eğitim merkezi olmak isteyen Güney Marmara’ya, IPA fonu ile hayata geçirilen Re-YOU Operasyonu ile Balıkesir Üniversitesi ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde kurulan Yenilenebilir Enerji Eğitim Merkezleri’nden sonra “Yeşil Deniz Endüstrisi Ar-Ge Test ve Eğitim Merkezi” de kazandırılarak, Bölgenin denizüstü yenilenebilir santraller ve hidrojen alanında uzmanlaşması sağlanacaktır. Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi ve TÜBİTAK MAM’ın koordinasyonunda Merkez’in fizibilite çalışması tamamlanacaktır.
Kalkınma Ajansları tarafından fonlanan güdümlü projeler arasında en büyük eşfinansman ile hayata geçirilecek “Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Platformu” Projesi ile Türkiye’nin ilk yenilenebilir enerji parkı olması hedeflenen Bandırma Enerji Üssü’ndeki uygulamalar, tüm ülkeye örnek teşkil edecek ve bu uygulamalar sanayi ölçeğinde daha büyük çalışmaları tetikleyecektir. Türkiye’nin ilk hidrojen üretim ve dağıtım merkezinin oluşturulması hedefiyle çıkılan yolda önemli bir adım daha atılmış olacaktır. 2053 yılında sera gazları açısından net-sıfır bir konuma gelmek için sanayi alanında en önemli girişimin “Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Platformu” olması amaçlanmaktadır. Güney Marmara’da Türkiye’nin ilk yeşil endüstri bölgesini sıfırdan kurmak için çalışmalar başlayacak ve yeşil dönüşüm sürecinde önemi daha da artacak olan Bor mineralinden katma değeri daha yüksek ürünler elde etmek için yeni endüstri bölgelerinin oluşması bu alandaki sinerjiyi daha da tetikleyecektir.
Türkiye ekonomisine büyük katkılar sağlayacak olan Güney Marmara Kıyısı Projesi, ülkemizin enerji sektörüne bambaşka bir boyut kazandırmaya geliyor! Yenilenebilir Enerji Üretim Stratejilerimiz hakkında bilgi edinmek ve yeni projelerimizden haberdar olmak için bizi takipte kalın!
Küçük Ölçekli Hidrojen Vadisi Projesi (Small Scale Hydrogen Valley)
Enerjisa Üretim olarak hidrojen alanında yürüttüğümüz bir diğer proje de Ufuk Avrupa Programı Temiz Hidrojen Ortaklığı destekli Küçük Ölçekli Hidrojen Vadisi Projesi.
Türkiye’de tek seferde en yüksek AB destekli hibe kazanan proje olma özelliği taşıyan proje ile Bandırma Enerji Üssümüzde yenilenebilir enerjiden elde edilen elektrik kullanılarak yıllık 500 ton yeşil hidrojen üretimi, taşınması, depolanması ile birlikte sanayide (Kale Seramik, Şişe Cam, Eti Maden, Hidrojen Peroksit) ve acil uygulamalara yönelik güç üretimi amaçlı kullanımının demonstrasyonunun yapılması amaçlanıyor.
16 paydaşlı projenin toplam bütçesi yaklaşık 37 milyon euro olup; AB desteği yaklaşık 8 milyon euro değerindedir.
5. Hidrojen Enerjisinin Avantaj ve Dezavantajları Nelerdir?
Hidrojen Enerjisinin Avantajları |
Hidrojen Enerjisinin Dezavantajları |
Yenilenebilir kaynaklardan üretildiğinde yüzde 100 doğa dostu, temiz ve sürdürülebilir bir kaynaktır. |
Fosil kaynaklardan üretildiğinde karbon salınımına yol açar. |
Fosil yakıtlara oranla yüzde 39 daha verimlidir. |
Üretim maliyeti yüksektir. |
Gaz, sıvı ve metal hidrit olarak depolama ve taşıma imkanlarına sahiptir. |
Depolandığında ağır ve taşıması zordur. |
Üretimi kolay ve kullanım alanları fazladır. |
Uçucu ve yanıcı olduğu için taşıma sürecinde yüksek önlem gerektirir. |
Patlama ve yangın riski düşüktür.. |
Hafif bir gaz olmasından dolayı atmosferde kaybı fazladır. |
Yakılması sonucu sadece su üretilir. |
Yanması halinde hidrojen alevi görünmez. |
5.1. Hidrojen Enerjisinin Avantajları
Günümüz koşullarında hidrojen enerjisinin en büyük avantajı yenilenebilir enerji kaynakların ile üretilen yeşil hidrojenin çevre dostu olması ve sürdürülebilir geleceği desteklemesi. Bununla birlikte hidrojen enerjisinin fosil yakıtlara göre çok daha verimli ve kolay kullanımlı olması, hidrojen enerjisinin avantajları arasında en çok öne çıkan detay oluyor.
5.2. Hidrojen Enerjisinin Dezavantajları
Hidrojen enerjisi üretimi yüksek bir yatırım gerektiriyor. Hem üretim hem de depolama ve taşıma alanında maliyetli olan hidrojen enerjisi, aynı zamanda uçucu olmasıyla da mali kayıp riskini artıyor. Bilhassa üretim alanında kalifiye iş gücünün eksikliği ve Ar-Ge çalışmalarının henüz ülke genelinde yeterli olmaması, ülkemizde hidrojen enerjisinin dezavantajları arasında öne çıkan başlıca faktörleri oluşturuyor.
Hidrojen enerjisinin fosil yakıtlardan üretilmesi çevre sorunlarına neden oluyor. Bu noktada ise “yeşil hidrojen” enerjisine yönelmek ve teknolojik gelişmeler ışığında yeşil hidrojen üretimini yaygınlaştırmak, hidrojen enerjisinin en kritik dezavantajlarını tersine çeviriyor.
6. Yüzde 100 Doğa Dostu Yeşil Hidrojen Nedir?
Yeşil hidrojen, tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen hidrojen enerjisi anlamına geliyor. Rüzgar, güneş, dalga, jeotermal ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklar kullanılarak üretilen yeşil hidrojen, yaşam döngüsünün hiçbir aşamasında atmosfere karbondioksit yayılmıyor. Bu sayede karbonsuz, temiz ve doğu dostu bir enerji alternatifi oluyor!
6.1. Hidrojen Sudan Nasıl Ayrıştırılır?
Sudaki hidrojen ve oksijeni ayırma işlemi için elektroliz yöntemi kullanılıyor. Sudan hidrojen enerjisi elde etmek için oldukça yaygın olan elektroliz yönteminde su, doğru akım verilerek hidrojen ve oksijen atomlarına ayrılıyor. Bu ayrıştırma sonucu hidrojenden yakıt meydana geliyor.
6.2. Güneş Enerjisi ile Hidrojen Üretimi Nasıl Yapılır?
Fotoelektrokimyasal yöntem ile güneş enerjisinden hidrojen enerjisi üretimi yapmak için güneş pili sistemleri veya fotobiyolojik sistemler kullanılıyor. Güneş enerjisi ile hidrojen üretimi, çevre dostu olması bir yol daha sunması bakımından son dönemlerde giderek daha da önem kazanıyor.
6.3. Rüzgâr Enerjisi ile Hidrojen Üretimi Nasıl Yapılır?
Rüzgar enerjisi ile hidrojen üretimi yapmak için rüzgar türbinlerinden elde edilen elektrik enerjisinden yararlanıyor. Rüzgar enerjisinin meydana getirdiği elektrik enerjisi elektrolizörleri besliyor ve su, elektroliz yönteminde olduğu gibi atomlarına ayrışıyor
7. Hidrojen Nasıl Depolanır?
- Gaz: Hidrojen gaz formda genellikle basınçlı tüplerde depolanıyor. Hidrojen enerjisi depolamada en çok tercih edilen yöntem olan tüpte saklama, hacim yönünden taşıma zorluğu yaratabiliyor.
- Sıvı: Hidrojen gazı yüksek basınçla sıvı forma dönüştürüyor ve tanklar içerisinde depolanıyor. Sıvı hidrojen depolama, gaz halde depolamaya göre daha az yer kaplıyor.
- Katı (Metal Hidrit Alaşım):Hidrojen ile bir veya birden fazla metal elementinin bir araya gelmesiyle metal hidrit alaşımlar oluşuyor. Metal hidrit alaşımlar, hidrojen gazını içerisine çekerek katı bir şekilde muhafaza ediyor. Metal hidrit ısıya maruz kaldığında ise hidrojen gazı tekrar açığa çıkarak kullanıma hazır hale geliyor.
8. Türkiye’nin Yeni Gücü: Hidrojen ve Bor Enerjisi
Dünya bor rezervlerinin yüzde 73’ünün ülkemizde olması, Türkiye’yi bor temelli güç birimlerinin üretimi konusunda önemli ölçüde avantajlı kılıyor. Pek çok sektörde aktif olarak kullanılan bor, günümüzde hidrojen enerjisini kullanabilmek için de güçlü bir alternatif olarak öne çıkıyor!
Bor mineralinin yapısı hidrojeni depolamayı çok daha kolay hale getiriyor. Hidrojen depolamada sodyum borhidrür olarak kullanılan bileşik güvenli ve pratik bir kullanım sunuyor. Bunun yanı sıra depolanan hidrojenin oda sıcaklığında basit bir şekilde geri alınabilmesini de mümkün kılıyor. Bu sayede önemli bir sorun olarak görülen hidrojenin patlayıcılık riski de en aza iniyor. Türkiye’ye hidrojen enerjisi üretiminde avantaj sağlayan bor ve hidrojen enerjisi uyumu, ülkemizin kalkınması ve dışa bağımlılığın azalması noktasında eşsiz bir fırsat niteliği taşıyor.
Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Platformu Güdümlü Projesi kapsamında, Balıkesir’de Sodyum Bor Hidrür Pilot Tesisi yatırımı yapılarak bor mineralinin hidrojen depolama alanında kullanılması planlanıyor.
Enerjisa Üretim'den Meslek Yüksekokulu Atılımı
Hidrojen Enerjisinin Gecmişi Bugünü ve Yeşil Geleceği